Zimmet suçu, kamu görevlilerinin kendilerine zilyetliği verilmiş olan veya gözetimlerinde bulunması gereken malları, görev ve sorumluluklarına aykırı olacak bir şekilde kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi durumunu ifade etmektedir. Peki TCK kapsamında zimmet suçu nedir ve şartları nelerdir?
Zimmet suçu, şikayete bağlı olmayan suçlardandır. Savcılık zimmet suçu işlendiğini öğrenir öğrenmez soruşturma başlatmaktadır. Zimmet suçu işlediği tespit edilerek şahsına dava açılan kişilerin dava süreçleri 15 yılın sonunda zamanaşımına uğramaktadır. Bu nedenle gerekli soruşturma sürecinin 15 yıl içerisinde tamamlanmış olması gerekmektedir.
Zimmet suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 5237 sayılı Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar başlığının 247. maddesinde yer almaktadır. Buna göre, zimmet suçunun ne olduğu şu şekilde açıklanmaktadır;
Zimmet Suçu İle İlgili Kanun: TCK 247. Madde
(1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir.
Zimmet Suçu Şartları Nelerdir?
Zimmet suçu işlenmiş olması için kişilerin Türk Ceza Kanunu’nun 247. Maddesinde yer alan şartlara uygun olarak suç işlemiş olmaları gerekmektedir. Buna göre, zimmet suçu işlediğinden şüphe duyulan kişilerde şu şartlar aranmalıdır;
- Zimmet suçu işlenmesi için kişilerin kamu görevlisi olmaları zorunludur. Aksi halde farklı suçlardan yargılanmaları gerekecektir.
- Kamu görevlisi olan ve suç işlediği tespit edilmesi nedeniyle dava açılacak olan kişilerin, görevleri nedeniyle kendilerine teslim edilmiş olan mallar üzerinden suç işlemiş olmaları gerekmektedir.
- Zimmet suçundan yargılanmaları için malları kendilerinin veya bir başkasının zimmetine geçirmiş olmaları gerekmektedir.
TCK Madde 247’de Zimmet Suçunun Gerekçesi Şu Şekilde Açıklanmaktadır:
Kamu görevlisi, bu görevi dolayısıyla zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu mallar üzerinde ancak görevinin gerektirdiği şekilde tasarrufta bulunabilir. Madde metninde, kamu görevlisinin bu mallar üzerinde görevinin gerekleriyle bağdaşmayan bir surette tasarrufta bulunması, bu malları kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi suç olarak tanımlanmıştır.
Zimmet suçunun konusu, taşınır veya taşınmaz maldır. Bu malın zilyetliğinin kamu görevlisine devredilmiş olması veya kamu görevlisinin bu mal üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğünün bulunması gerekir. Bu malın mülkiyetinin devlete, herhangi bir kamu kurumuna ya da herhangi bir kişiye ait olması arasında fark bulunmamaktadır.
Zimmet suçunun oluşabilmesi için, suç konusu malın zimmete geçirilmesi gerekir. Zimmete geçirme, suç konusu mal üzerinde malikmiş gibi tasarrufta bulunmayı ifade eder. Bu tasarruflar, suç konusu şeyin mal edinilmesi, amacı dışında kullanılması, tüketilmesi şeklinde olabileceği gibi, bir başkasına satılması, verilmesi şeklinde de gerçekleşebilir. Zimmete geçirme olgusu, icraî bir davranışla gerçekleşebileceği gibi, ihmali bir davranışla da gerçekleştirilebilir. Zimmet suçunun oluşabilmesi için, suç konusu malın kamu görevlisinin şahsının veya bir başkasının zimmetine geçirilmiş olması arasında fark bulunmamaktadır.
Zimmet suçunun faili, kamu görevlisidir. Kişinin kamu görevlisi olup olmadığını belirlerken, ifa ettiği görevin niteliği göz önünde bulundurulmak gerekir.
Maddenin ikinci fıkrasında, suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek cezanın artırılması öngörülmüştür.
Zimmet suçunda, suç konusu mal kamu görevlisinin zilyetliğinde veya koruma ve gözetim sorumluluğunda olduğu için, bunun zimmete geçirilmesi için herhangi bir kişinin aldatılmış olması gerekmez. Burada hile, sadece zimmet olgusunun sonradan anlaşılmasının önüne geçilmek amacıyla gerçekleştirilmektedir. Bu bakımdan, zimmet suçundaki hile, suçun delillerini gizlemeye yönelik bir davranıştır.
Maddenin son fıkrasında, kullanma zimmetine ilişkin hükme yer verilmiştir. Bu hükümde, zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek cezada indirim yapılması öngörülmüştür.
Suç konusu mal üzerinde malikin bulunabileceği tasarruflarla zimmet olgusu ortaya çıktığına göre; kullanmanın malikin bulunabileceği tasarruf niteliğinde olup olmadığına bakmak gerekir. Bu nedenle, her bir kullanmanın, ilgili somut olayın koşulları göz önünde bulundurularak yapılacak bir değerlendirmeyle, zimmeti oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi gerekir. Bu bakımdan, kullanmanın salt belli bir süreyle sınırlı olması, zimmetin oluşumuna engel değildir.
Zimmet Suçu Örnek Yargıtay Kararı
Zimmet suçu ile ilgili emsal olan Yargıtay kararlarından birini örnek olarak paylaşalım.
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 01.07.2020 Tarihli 2020/592 Esas 2020/10939 Sayılı Kararında;
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Katılan … T.A.Ş. Genel Müdürlüğü vekilinin zimmete iştirak suçundan sanıklar …, …, … hakkında kurulan beraat hükmüne ve sanık … (…) … müdafiilerinin sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
1-Katılan Kurum müfettişi tarafından düzenlenen raporda; kasanın 19/01/2005 -28/02/2005 tarihleri arasında açık bağlandığı veya müşteri hesaplarından bilgileri dışında akşam saatlerinde tediye, sabah saatlerinde ise tahsilat yapmak suretiyle giderildiğinin anlaşıldığı, kasa sayım günü tespit edilen farkların ve Yaşar Aktı isimli müşterinin hesabına iade edilmemiş olan 10.000- YTL farkın, … Likit Gaz Ltd Şti ve … İnşaat A.Ş. firmaları için Nesip (…) … tarafından açıktan yapılan tahsilat ve havalelerden kaynaklandığının belirlendiği, 28.02.2005 tarihinde yapılan ilk müfettiş kasa sayımında; 5.343-YTL, 59.750-USD, 41.000 EUR tutarında tespit edilen kasa açığı tutarının tamamının … Likit Gaz Ltd. Şti ve … İnşaat A.Ş. firmalarından 28/02/2005 tarihinde 56.000 USD ve 40.000 EURO, 03/03/2005 tarihinde 6.500 YTL, 04/03/2005 tarihinde 6.291 YTL ve 05/03/2005 tarihinde 9.200 -TL tutarındaki tahsilatlar ile giderildiği, … Likit Gaz Ltd. Şti ve … İnşaat A.Ş. Grubu ortakları olan … ve … ile yapılan şifahi görüşmede, Karaman döviz bürosu çalışanı tarafından getirilen 56.000 USD ve 40.000 EURO’ nun kendi talimatları ile şubeye gönderildiği yönündeki beyanları ile bu beyanlarının da tanık olarak bilgisine başvurulan Karaman döviz bürosu sahibi … tarafından doğrulanması karşısında; … Likit Gaz Ltd. Şti ve … İnşaat A.Ş. firmaları için açıktan hangi tarihlerde ne kadar para transferinin yapıldığı, bu paraların karşılığı olmadan hesaba intikali durumunda ne şekilde kullanıldığı, kredili veya teminata bağlı olarak işlemlerinin yapılıp yapılmadığı, bu hususta (…) …’ya şirket yetkilileri tarafından verilen yazılı ve/veya sözlü bir talimatın bulunup bulunmadığı hususlarının ilgili bankadan sorulmak suretiyle tespit edilerek sonuca göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile şekilde hüküm tesisi,
2- Zimmetin, banka içi kayıtların olağan bir denetimi, araştırma ve karşılaştırılması suretiyle kesin bir biçimde ortaya çıkarılabilecek durumda olması halinde basit olarak nitelendirilmesi mümkün olup ayrıca;
Tediye fişleri kullanılarak banka parasının zimmete geçirilmesinde fiilin, basit yada nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi bakımından;
Tediye fişleri bulunamamış ya da bulunan tediye fişlerinde mudi imzası yok ise, eylem basit zimmet;
Mudiyi yanıltarak veya kandırılarak imzalatılan boş bir tediye fişini kullanıp, mudinin bilgi ve talimatı olmaksızın hesabından para çekerek mal edinilmiş ise, eylem nitelikli zimmet;
Tediye fişine mudi yerine sahte imzalar atmak suretiyle gerçekleştirilen işlemler ile ilgili olarak, fişler üzerindeki sahte imzaların ilk bakışta ve basit bir inceleme ile sahteciliğinin anlaşılması halinde eylem basit zimmet, sahteciliğin aldatıcılık özelliğinin bulunması halinde ise eylem nitelikli zimmet suçunu oluşturacaktır.
Yukarıda anılan hususlar nazara alınmak suretiyle, somut olayda; sanık … (…) …’nın göreve başladığı 09.08.2004 tarihinden itibaren 71790 kodu ile yapmış olduğu 2827 işlemin incelenerek rapor konusu yapılan 260 adet tediye ve tahsil işleminden, 86 adet tediye fişinin müfettişlikçe şubede bulunamadığı, 27 adet tediye fişinde müşteri imzasının bulunmadığı, 16 adet tediye fişinde müşteri imzasının bulunduğu, bu imzalardan 4 adet fiş üzerindeki imzaların müşterilerin dosyada mevcut imzası ile örtüşmediği, sanığın ifadelerinde bulunamayan fişleri imzaları tamamlatamadığından kendisinin imha ettiği, imzası örtüşmeyen fişlerle yapılan ödemelerin telefon talimatı yada yetkili kişilerin imzalarıyla yapıldığını ancak inceleme tarihi itibariyle yetki belgelerinin henüz temin edilemediği hususları da göz önünde bulundurularak; sanığın gerçekleştirdiği her bir işlemin basit ya da nitelikli zimmet kapsamında kalıp kalmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi için, sahte imzalı belgeler kullanılarak banka parasının zimmete geçirilmesinde, fiş asılları, mudilerin hesap kartoneti asılları, hesap kartoneti bulunamayan mudiler yönüyle mudilere ait gerçek imzaları içerir bankada mevcut önceki tediye fişi vb. gibi belge asılları ve sanığın kurum ve kuruluşlardaki tatbik imzaları dosyaya celp edilerek dosyada mevcut sanıklara ait imza örnekleri ile birlikte grafoloji uzmanı bilirkişiye tevdii edilerek fişlerdeki mudi imzalarının ilgili mudiler ya da sanığa ait olup olmadığına dair imza incelemesi de yaptırılmak sureti ile, dosyanın konusunda uzman bilirkişilere tevdi edilerek yeterli ve gerekli açıklamayı içeren, bilimsel nitelikte bir rapor aldırılması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
3-Suç tarihleri itibarıyla 765 sayılı TCK ve özel düzenleme içeren 4389 ve bilahare yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankalar Kanunu’na tabi kılındığı dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK.nun 7/2. maddesi de değerlendirilerek, CMK.nun 34 ve 230. maddelerine uygun olarak lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçlarının birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, lehe olan kanun hükümlerine göre uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, “İddianamede sanık …’in TCK’nun 247/1, 248/2, 43/2, 53 maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, olayda suç tarihinde yürürlükte olan ve sanık lehine hükümler içeren 4389 sayılı Kanunun 22/3, 765 sayılı TCK’nun 80. maddeleri gereğince uygulama yapılması gerekir” denilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Sanık hakkında takdiri indirim yapılırken 765 sayılı TCK’nın 59. maddesi yerine 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesinin gösterilmesi suretiyle karma uygulama yapılması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin ve sanık müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.07.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yazı içerisinde zimmet suçu ile ilgili olarak, zimmet suçunun ne olduğunu ve şartlarını açıkladık. Konunun detayı bir şekilde anlaşılabilmesi açısından Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerini ve emsal niteliğindeki örnek kararı yazının içerisine ekledik.
Sonuç olarak, zimmet suçu işlediğinden şüphelenilen kişilere, zimmet suçunun şartları sağlandığı takdirde soruşturma başlatılabilmektedir. Soruşturma süreçlerinin detayları ile açıklanması ve zimmet suçuna dair bilgilerin doğru bir şekilde aktarılabilmesi adına bir avukata danışılarak sürecin takip edilmesi gerekmektedir.