İşçilerin sağlık sigortası hakkı da dahil olmak üzere çeşitli çalışma hakları, Medeni Kanun’un 4857. Maddesi ile güvence altına alınmıştır. Buna göre, işveren tarafından sağlık sigortası yapılmaması durumunda işçiler hizmet tespiti davası açabilmektedir. Peki hizmet tespit davasında zaman aşımı durumu nedir?
Sigortasız çalışmış işçiler, sigortasız çalıştırıldıkları yılı takip eden yeni yılın ilk gününden itibaren dava açma hakkını kazanmaktadırlar. Ancak bu süreden itibaren beş yıl içerisinde hizmet tespiti davası açmaları gerekmektedir. Aksi takdirde hizmet tespiti davasının zamanaşımı durumu söz konusu olacaktır.
Ancak beş yıllık zamanaşımı süreci her zaman kesin sınırlarla belirlenmiş değildir. Bu sürecin hangi durumlarda işleyeceği, hangi durumlarda ise geçersiz olacağı tartışmalıdır. Kimi durumlarda Yargıtay’ın verilen hükmü bozma yoluna gittiği görülmektedir.
Hizmet tespiti davasında zamanaşımı durumu birkaç farklı senaryoya göre değişiklik göstermektedir. Buna göre:
- İşçi, bir müddet sigortasız çalışıp daha sonra sigorta girişinin yapılmış olduğu durumlar,
- İşçinin uzun yıllar boyunca aynı iş yerinde sigortasız olarak çalıştığı durumlar,
- İşçinin, tüm çalışma sürecinde sigortasız çalıştığı ancak işten çıkma tarihi üzerinden beş yıl ve daha fazla zaman geçtiği durumlar,
- İşçinin, tüm çalışma sürecinde sigortasız çalıştığı ancak işten çıkma tarihi üzerinden henüz beş yıl geçmediği durumlar gibi farklı durumlarla ilgili farklı hükümler bulunmaktadır.
Hizmet Tespit Davasında Zamanaşımı Durumu ile İlgili Emsal Kararlar
Hizmet tespit davasında zamanaşımı durumu yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı üzere bazı değişiklikler göstermektedir. Örneğin 1971 ve 1976 yılları arasında bir iş yerinde çalışmış olan işçi ile ilgili şu kadar emsal niteliğindedir:
“Davacının şahsi sigortalı dosyasında yer alan belgeler incelendiğinde ise; dava konusu işyerinden 01.07.1974 ve 01.05.1976 tarihli iki adet işe giriş bildirgesi verildiği, giriş ve çıkış tarihleri belirtilmeksizin 1974 yılı 4. dönem-1975 yılı 4. dönem arasında ve 01.05.1976 işe giriş tarihli olarak 1976 yılının 2 ve 4. dönemlerinde sigortalı bildirimlerinin yapıldığı görülmüştür. Dolayısıyla 1974 yılı 4. dönem ila 1975 yılı 4. dönem arasında davalı işyerinden bildirim yapıldığından ihtilaf konusu olan 01.07.1974 tarihi öncesi çalışmaların birleşen blok çalışma sebebiyle 506 sayılı Kanun’un 79. maddesi gereğince hak düşürücü süreye uğramadığı açıktır.”
İşverenin, işçi ile ilgili bildirim yapmış olması zamanaşımı durumunu bertaraf eden etken olmuştur. Bu ve benzeri şartların değerlendirilebilmesi için uzman avukatlarla işbirliği yapmanız önerilmektedir.