Babalık Davası Şartları Nelerdir?

Babalık davası, baba ve çocuk arasındaki soybağının tespitini içeren ve bu soybağının hukuki manada kurulmasını sağlayan dava türüdür. Bu tür davalar, evlilik dışı doğan çocuklar ile babaları arasında görülür. Peki evlilik dışı çocuk ile soybağı nasıl kurulur? Babalık davası şartları nelerdir?

Evlilik Dışı Çocukla Baba Arasında Soybağı Nasıl Kurulur?

Evlilik dışı meydana gelen çocuk ve baba arasındaki soybağı ise üç farklı yol ile kurulabilmektedir. Bu üç farklı yol aşağıdaki gibidir:

  • Çocuğun annesi ve babanın evliliği ile,
  • Çocuğun baba tarafından tanınması ile,
  • Hâkimin baba ve çocuk arasındaki soybağına karar vermesi ile.

Peki soybağının tespit edilmesi ve baba ile evlilik dışı doğan çocuk arasındaki soybağının hukuki olarak tanınması anlamındaki babalık davası şartları nelerdir? Hangi şartlar altında kimler bu davayı açabilir?

Babalık Davası Şartları

Babalık davasının şartlarına ilişkin kararlar Türk Medeni Kanunu md. 301 ve devamında düzenlenmiştir.  Buna göre babalık davasının açılabilmesi için;

  • Çocuğun anne ile mevcut soybağı ilişkisinin devam ediyor olması gerekir. Eğer anne ile çocuk arasında soybağı yok ise dava açılamaz.
  • Çocuğun herhangi başka erkek ile babalık soybağının bulunmaması gerekir.
  • Açılan babalık davasının kanunda yer alan ihbar yükümlülüklerine uygun olması şarttır.

Bu şartlar dahilinde babalık davası açılabilmektedir. Babalık davası açma yetkisi ise yine Türk Medeni Kanunu md.301 gereğince anne ve çocuğa verilmiştir. Bununla beraber dava kim tarafından açılırsa açılsın mahkeme, baba olduğu iddia edilen kişi ve çocuk arasındaki soybağının kurulma talebi üzerine görülüyor. Konuya ilişkin bazı Yargıtay kararları da bulunmaktadır.

İlgili Yargıtay Kararları 

Karar 1:  

“Kamu düzeni ile yakından ilgili olan soybağının reddi davalarında, Türk Medeni Kanunu’nun 284. maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 292/1. maddesinde, uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak ve ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkesin soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorunda olduğu, haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması halinde hâkimin incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar vereceği hükmü bağlandığından, mahkemece sözkonusu hüküm çerçevesinde soybağının reddi iddiası ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi”

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/16239 E.  ,  2019/5995 K.

Karar 2:

“Somut olay yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda değerlendirildiğinde, Anayasa Mahkemesi’nin Türk Medeni Kanunu’nun 301/4.maddesi hakkındaki iptal kararı yürürlüğe girmiş olduğundan, çocuk tarafından açılan babalık davasında artık herhangi bir hak düşürücü süre sözkonusu değildir.
Mahkemece, Türk Medeni Kanunu’nun 301/3. maddesi gereğince davanın Hazine ve Cumhuriyet savcısına ihbar edildikten sonra işin esasının incelenip iddia ile ilgili taraf delillerinin toplanması, DNA incelemesinin yapılması, bütün delillerin birlikte değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus nazara alınmadan “hak düşürücü süre geçtiğinden” bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.”

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/969 E.  ,  2019/5721 K.

Eğer siz de babalık davasına ilişkin bir konu hakkında detaylı bilgi almak istiyorsanız Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddelerine ve Yargıtay kararlarına bakabilirsiniz. Ancak sürece ilişkin daha doğru ve net adım atmak isteyenlerin profesyonel bir hukuki danışmanlık almasını tavsiye etmekteyiz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir