Resmi nikahı olmayan ebeveynlerin birliktelikleri sonlandıktan sonra eğer sahip oldukları çocuk veya çocuklar varsa nafaka konusu gündeme gelmektedir. Evlilik dışı kabul edilen çocukların nafaka alıp alamayacağı, babanın çocuğu tanımasına, kabul etmesine bağlıdır. Bu noktada, “Resmi nikahsız doğan çocuk nafaka alabilir mi?” sorusunun cevabı, bu kıstasa göre değişkenlik göstermektedir.
Evlilik dışı, resmi nikahsız doğan çocuğun baba tarafından tanınması, çocuğun tüm evlatlık haklarına sahip olacağı anlamına gelmektedir. Bu durumda resmi nikahsız doğan çocuğun nafaka alabilmesinden bahsedilebilmektedir. Ancak bunun için çocukla baba arasında kan bağı bulunması ve babanın çocuğu tanımaması durumunda babalığın tespit edilmesi gerekmektedir.
Babalık Davası Sonucunda Nafakaya Hak Kazanmak
Babanın çocuğu tanımadığı durumlarda anne veya çocuk mahkemeden babalık tespiti talep edebilir. Bu durumda nafaka talebi babalık tespiti gibi başka işlemlerle irtibatlı olarak değerlendirilmektedir. Aşağıda verilen ilgili hükümler bu durumu açıklar niteliktedir:
- Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilir. Genetik baba tarafından babalık davası açılamaz. (4721 S. K. m. 301)
- Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. (4721 S. K. m. 301)
- Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir. (4721 S. K. m. 301)
- Davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır. Bu sürenin dışında olsa bile fiili gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur. (4721 S. K. m. 302)
- Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini kaybeder. (4721 S. K. m. 302)
- Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. (4721 S. K. m. 303)
- Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar. (4721 S. K. m. 303)
- Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. (4721 S. K. m. 303)
- Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir. (4721 S. K. m. 303)
- Anne, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki giderlerin karşılanmasını isteyebilir:
- Doğum giderleri,
- Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri,
- Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler. (4721 S. K. m. 304)
- Çocuk ölü doğmuş olsa bile hakim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir. Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilir. (4721 S. K. m. 304)
- Ana, Borçlar Kanunu hükümlerine göre ayrıca manevi tazminat isteminde bulunabilir. (6098 S. K. m. 56)
Babalık Durumunun Kesin Olduğu Durumlarda Resmi Nikahsız Doğan Çocuk Nafaka Alabilir mi?
Eğer baba ve çocuk arasında soybağı ispat edilebiliyorsa çocuk, resmi nikah altında doğan çocuğun sahip olduğu aynı haklara sahip olacaktır. Bu durumda yetkili avukatın da desteği ile babaya, Aile Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesinde görülecek olan nafaka davası açılabilir.
Bu durum. Medeni Kanun madde 182/2’de belirtilen: “Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” maddesi ile güvence altına alınmıştır.
Sonuç olarak resmi nikahsız doğan çocuk veya çocuklar da nafaka alma hakkında sahiptirler. Yukarıdaki hükümlerde de yer alan şekliyle annenin ise hangi durumda tazminat isteminde bulunabileceği hususu uzman bir avukat ile detaylı biçimde görüşülmelidir.