“Taraflardan biri boşanmak istemezse ne olur?” sorusu evlilik davalarında akıllara gelen ilk sorulardandır. Çünkü tarafların boşanmaya aynı derecede istekli olup olmamasına göre davanın seyri değişebiliyor. Buna göre eğer taraflar boşanma konusunda anlaşmış olurlarsa taraflar arasında anlaşmalı boşanma davası görülür. Fakat eğer taraflardan biri boşanma konusunda istekli değilse bu durumda çekişmeli boşanma davası açılmakta.
Çekişmeyi Doğuran Sebepler
Çekişmeyi doğuran sebepler farklı farklı olabiliyor. Örneğin;
- Velayete ilişken anlaşmazlıklar,
- Tazminat,
- Mal varlığı ve paylaşımı,
- Nafaka gibi konular anlaşmazlığın meydana geldiği konuların başındadır.
Eşlerden biri bahsi geçen konulardan birini ileri sürerek boşanma sürecini geciktirebiliyor. Ancak bu konular davanın karar aşamasına doğrudan etki etmemektedir. Bu durum ise boşanmanın gerçekleşmesinde boşanmayı istemeyen tarafın beyanını hâkimin kararını doğrudan etkilemediği anlamına gelir. Yani eğer boşanmayı isteyen taraf ileri sürdüğü boşanma nedenini ispat edebilirse bu durum boşanmanın geçekleşmesi için yeterli olur. Buna ilişkin karar şu şekildedir:
“Madde 170- Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez.
Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.”
Eğer siz de boşanmak istiyor ancak bunu anlaşmalı olarak gerçekleştiremiyorsanız, ilgili prosedürleri takip ederek çekişmeli boşanma davası açabilirsiniz. Ancak bu tür davalarda ispat yükümlülüğü dava adına önemlidir. Bu sebepten ötürü bir avukattan yardım almak süreci hızlandıracaktır. Aynı zamanda tüm bu süreçlerde doğru adımlar atmanız avukat aracılığı ile mümkün olur. Hal böyle iken çekişmeli boşanma davası açmak isteyen kişilere profesyonel bir hukuki yardım almalarını tavsiye ediyoruz.